"This is where the one who knows, meets the one who doesn't care..."

26 Şubat 2009 Perşembe

Peşine Vermek

vallahi işin açıkçası kelimelerim tükenik, duygularım tükendiğinden sanırım. değişik kafalardayım şimdilerde. umutsuzluk yok, yine de hissizlik var. ayaklarım yere basıyor yavaş yavaş sanırım. özlemim yok, isteğim yok, beklentim yok. işin garibi bu durumdan gayet memnunum. kimse beni üzemez. oh ne ala mualla...

gördüğümüz olandan ibaret olan mı yoksa gördüğümüzden ibaretin altında yatan mı? gerçeğin peşinde değilim; en azından bir karar verebilip kendimi ikna etsem yeter. sanmaktan fazlasını yapabilmenin peşindeyim.

15 Şubat 2009 Pazar

Her Masalın Sonunda Ölüme Aşkını Anlatan

bitsin artık. hiçkimse kalmasın. çekilip gidilsin hayatımdan. ve ben sevmenin ve sevilmenin bu kadar zor olmadığı bir yere gideyim. hiçbir şey istememiştim sizden. hiçbir şeyi vermek bu kadar mı zordu?

14 Şubat 2009 Cumartesi

Ardından

alışkanlık ne sokulgan ve yalnızlık ne nankör şeymiş meğer.
bu kez sağlam afalladım.
bir yastık, tam benimkinin yanında ve ortasında bir başın açtığı oyuk.
belki de rüyamda o başı göğsüme yasladım.
belki de bu yüzden aynı oyuğun yüreğimde de açılması.
ve burnumda asılı kalan kokuyla şahlanan, tüm o uğraşlarla zar zor evcilleştirdiğim tutkularım...
karanlıkta korka korka ve başka şansımın olmayışıyla, yıllarca birlikte yaşayarak sevdiğim kaskatı yalnızlığım...
gözlerim ise özlüyor işte.
şimdi ne olacak?
her şey karıştı ve yaşanmışlığın karışıklığı beni ahengine kattı.
bu karışıklığı düzenlemek istemiyorum; tatlı anılarıyla öylece dağınık kalsın.
oysa hayatın gerçekliği ve zamanın akışı beni geri çağırır.
verilmiş solukların ve sinmiş kokuların dağılıp gitmelerini sevmesem de, pencereleri açmalıyım.
gözümün önüne gelen anılar kısa zamanda solmalılar.
yaşanmışlık izleri temizlenmeli, hiç yaşanmamış gibi sanki.
çünkü bir hayali yaşatmaya başlamamalıyım.
yıllarım tam burada, tek başıma geçti ve geçen onca yılı yalnızca birkaç gün ters yüz etti.
tamam sakin...
bu bir yanılsama.
mutlu olmak, istemek, özlemek ve alışmak ayrı şeylerdir.
yıllarla anlar aynı değillerdir.
hepsini ayırmalıyım şimdi.
ayırdığım her bir duygu, düşünce ve anıyı yerlerine oturtmalıyım.
bu yerlerin sağlam mantıkları olmalı ve gerçeğe döndüğümde hiçbiri bir daha aklımı ve kalbimi bulandırmamalı.
bunların tümünü ben yapmalıyım.
yokluğa her zamanki gibi yine ben alışmalıyım.
artık yoklukla barışmalıyım.
her şey geçer sonuçta.
yalnızca geçmezden evvel kimileri gitmeyi, kimileri de kalmayı seçmiştir.
işte o kadar...